1. islam rönesansı zamanına bakarsak hemen üstteki yorum biraz sıkıntılı. nasîrüddin tûsî,
    ibn-i heysem, battanî, ömer hayyam, birûni gibi isimlere baktığımızda, yaşadıkları coğrafyada boy gösteren devletlerin din temelli olduğunu görebiliriz. "hiçbir zaman dinle yönetilen ülkelerde bir bilgelik veya barış görülmemiştir" ifadesinin doğru olmadığı kanaatindeyim. ama devamında gelen orta çağ avrupası örneği kesinlikle doğru, ona sözüm yok.
    *
    şimdi başlığa dönecek olursak, benim saygı duyduğum, değer verdiğim olaylara, düşüncelere, metinlere (her neyse) saygı duyulmamasından pek rahatsız olmam. saygı duymanın zorunlu olduğunu düşünmüyorum, saygı duymak istemez isen de, bunun hareketlerine yansımasına gayret etmeye de gerek yoktur.